Alo! Facebook'tan Arıyorum...

Dünyada ve Türkiye’de bir ilki gerçekleştiren Rocco ve Turkcell, Facebook’ta cep telefonu üzerinden iletişimi başlattı. Rocco Sıkısakız için Turkcell altyapısı ile hazırlanan “Facebook’tan cep telefonu ile arama yapma servisi”ne sadece telefon numaranızı vererek dahil olabiliyorsunuz. Linke tıklayıp http://www.facebook.com/roccoloji kaydınızı tamamladıktan sonra uygulamaya kayıt olan herkesle Rocco’nun hediye ettiği 30 dakikayı kullanarak konuşabiliyorsunuz. Nasıl mı? İşte videosu...

Üyelerin telefon numaraları görünmediği için hem eğlenceli hem de çok güvenli olan Rocconnect Tıkla Konuş ile bedava konuşmak için Turkcell abonesi olmanız ve bir Facebook hesabınızın olması yeterli.


Bir bumads advertorial içeriğidir.

18.8.11

Vatan Barışla Kutsanacak-Ece Citelbeg


“Vatan sağ olacağı” için değil, yok yere öldüklerini anlamanız için daha kaç ölüm gerek? Ölümün olduğu yerde hiçbir toprak parçasının sağ olamayacağını anlamanız için, ne kadar daha kan sulamalı kutsal bildiğiniz toprakları?
Bir bardak çaya beş lira ödediğiniz lüks kafelerde otururken, elinizden düşürmediğiniz bilekberileriniz, ayfonlarınızla muhtemelen ana akım medyanın internet sitelerden takip ettiğiniz ülke gündemine bol küfürlü nefret sözleri sarfederken siz; biz hangi barıştan söz edebiliriz artık?
 
Bir Kürt’e mesela, aslı astarı olmayan öğretilerle asimile olmuş Türk gözüyle bakmayı, yoldan geçen kara kara (!) insanları başka gezegenden gelmiş yaratıklar gibi görmeyi bırakmadığınız sürece siz; barış umudunu ısrarla içimizde taşıyabilir miyiz biz?
Siz, sağ olacaksa vatanın değil gençlerin sağ olması gerektiğini hâlâ anlamayanlar; birileri ölse de vatan, bayrak edebiyatı parçalasak diye bekliyor ve bundan zevk alıyor gibisiniz. O topraklarda “aslında” neler oluyor gerçekten merak etmediğiniz, “toplu mezarlar varmış, neyin nesidir acaba” demediğiniz sürece, manasız bir savaşı sürdürmekte ısrar edeceksiniz.


Gençler ölmesin istiyorsanız, bunu kalpten istiyorsanız, 19. Yüzyıldan kalma milliyetçi histerileri bir kenara bırakınız, sükûnetle ve kalbinizle düşününüz. İllaki bir şeyleri kutsayacaksanız, yaşamı kutsayınız, ölümü değil, ki yarının güzlliğine inanalım. Anlayınız artık; şehitler de ölür ve gencecik bir adamın ölümü asla kutsanacak bir şey değildir. Ölümler ancak acı çoğaltır ve hiçbir kutsal anlamlandıramaz artık ölümlerle eksilmiş hayatı.
 
Siz, çok sanal mesajlar veriyorken arkadaşlarınıza, savaşın nasıl bir bok olduğundan bihaberken aslında, diliniz barış sözcükleri yerine nefret sözcükleri kuşanıyorken anlayınız ki, Kürt ve Türk gençleri birbirini öldürmeyi bıraktığında içi dolacak “vatan” kelimesinin, başka türlü değil. Kimler “bilmemne çocuğu” bilmem ama, gelecekte bu savaş çığlıklarının hesabını hayat sizden, annenizden, babanızdan ve dahi çocuklarınızda soracaktır, biliniz.
 
“Ramazan’dan sonra operasyon var” diyen sağduyu fakiri Başbakan’a değil, “Bir çiçeğin bitmesi için tohum gerekli. Bizim pis içimize, böyle bir tohumu kim koydu? Bu tohum niçin iyilik ve namusla beslenip çiçek açmasın? Ve kanla pislik istesin?” diyen, vatansızlık onuruna erişmiş Zorba’ya kulak veriniz.
 
Bir düşününüz, “vatan sağ olsun” diyen hangi ana babanın hayatı evladını kaybettikten sonra daha yaşanılır oldu? Hangi anne baba, “oğlumuz öldü ama bizi ve yaşadığımız yeri korumak için öldü” dedi? Siz hiç tanımadığınız bir genç adam için bir kez “vatan sağolsun, şehitler ölmez” dediniz, o ana babalar bir ömür yiten evlatlarına ağladı. Savaş, ana babaların gözyaşından daha mı kutsal dersiniz?
Henüz geç olmadan barış çiçekleri açsın içinizde, kana kan intikam yeminleri filizlenmesin. Savaş en kolayı, gelin barışa dönelim yüzlerimizi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder